DUYURULAR

Sağlık Bakanlığı Açıklama

Sağlık Bakanlığı Açıklama
6 Şubat tarihinde basında yer alan Sağlık Bakanlığı kanser istatistiklerine dair çıkan yazıya cevaben, bakanlık olarak basın açıklaması yapılması uygun görülmüştür.
                                    
4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle, 6 Şubat tarihinde bir gazetede konuyla ilgili bir açıklama yer almıştır.
 
İlgili yazıda Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan kanser istatistikleri raporunun bir bölümü popülizm ve skandal olarak tanımlanmıştır.
 
Hepimizin bildiği üzere asrımızın hastalığı olan kanser her yıl tüm dünyada milyonlarca can yakıyor. Bu hastalıkla ilgili devletlerin ve bireylerin farkındalığını artırmak ve sorumlulukları olduğunu hatırlatmak bir anlamda basının da görevi. Yazının amacı muhtemelen Kanser Hastalığına dikkat çekip,  devletin bu konuda yapması gerekenlere ışık tutmaktı. Ancak bunu yaparken doğru haber yapmak en önemli hedef olmalıdır.
 
Gazetede yer alan bu çalışmada çıkan sonuçlara hiç değinmeden diğer komşu ve dünya ülkeleri ile yapılan karşılaştırmalardan hiç bahsetmeden, ülkemizde yıllık kanser insidansını yüz binde 549 olarak açıklaması son derece üzücü bilimsellikten uzak ve şanssız bir açıklamadır.
 
Ülkemizde kanser hastalığının ne boyutta olduğu geçmişten günümüze hep merak edilen ve endişe duyulan bir konu olmuştur.
 
2011 yılında Sağlık Bakanlığı’ nın KADEM araştırma şirketine bir anket yaptırmış olduğu doğrudur. Ancak bu tür anketlerle bilimsel anlamda doğru, güvenilir sonuçlara varılamayacağı, dünya ile kendi durumumuzu kıyaslamaya yetmeyeceği görülmüştür.
 
Ülkede kanser anlamında olup bitenin izlenmesine olanak sağlayacak, sürekliliği ve uluslararası standartlar düzeyinde geçerliliği olan bir yapının bakanlığımız bünyesinde kurulması gerektiği anlaşılmıştır. Bu nedenle 2013 yılına Bakanlığımız, Doğu Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi ile birlikte Kanser Kayıt Projesini oluşturmuş ve TC Elçiliği’nin katkılarıyla projeyi hayata geçirilmiştir.
 
Proje kapsamında;
 
1- Kanser İzleme ve Değerlendirme ve Eğitim Merkezi (KİDEM)  oluşturulmuştur
(iki önemli konuda faaliyet yürütmektedir. Bunlardan birisi Kanser Kayıtçılığı diğeri Kanser Taramalarıdır.)
 
2-Kanser Hastalığı Bildirim  Yasası   ile  kanser bildirimi zorunlu hastalık kapsamına  alınmıştır(  yasa  hazırlanıp, 22 Ekim   2018   hayata  geçmiştir)
 
3- Yasa çalışmaları ile eş zamanlı olarak Bakanlığımız, Türkiye Kanser Dairesi ile bu alanda çalışacak kişilerin eğitim faaliyetlerini yürütmüştür.
 
4-Yasanın çıkmasından sonra KKTC'nin ilk beş yıllık (2012-2016) kanser istatistikleri raporu hazırlanmış ve 2019 yılı Kanser Haftasında tüm toplumla paylaşılmış ve bakanlığın web sitesine de konulmuştur.
 
Bu istatistiklerin hazırlanmasında Dünya Sağlık Örgütünün Uluslararası kanser Kayıtçılar Birliğinin (IACR)  standartları ve metodolojisi kullanılmıştır. Böylelikle Dünyanın diğer ülkelerine göre durumumuzu karşılaştırma şansımız doğmuştur. Verileri toplarken KKTC istatistik raporunda da ayrıntılı olarak görüleceği gibi pek çok kaynaktan veriler aktif  kayıtcılık yöntemi ile  toplanmıştır.
 
Bu raporda, web sitemiz ve basın aracılığı ile Ülkede Kanserin bölgelere, yaş gruplara, cinsiyete göre dağılımı, Kadınlarda ve Erkeklerde en sık görülen kanserlerin neler olduğunu, kanserlerin türlerine göre hangi aşamada teşhis aldığını, yıllara göre nasıl bir değişiklik olduğunu her yıl yüz bin kişide kaç kişinin kanser teşhisi aldığını toplumla paylaştık.
 
Ülkemizi diğer ülkelerle karşılaştırdık.
 
2012 Kanser İstatistikleri raporumuzu da 2017 de Hollanda’nın Utrech  Şehrinde Yapılan   IACR    toplantısında dünya kanser kayıtçıları  ile paylaştık.
 
Tüm bu çalışmalar 2013’ten günümüze kadar gelen Sağlık Bakanları tarafından kesintiye uğratılmadan devam ettirilmiştir. Bakanlığımız döneminde de  kayıtçılık  durdurulmuş değildir, şu anda    devamlılığı sağlayacak şekilde   2017  yılı   kanser verileri aktif  olarak  toplanmaktadır. Bildirim yapmakla zorunlu olan kurumlar bildirim dosyalarını oluşturmakta ve bakanlığımız kanser kayıt sorumlularına dosyalarını vermektedirler. Bu çalışmalar yapılırken Kişisel Verilerin Gizliliği yasasına son derece katı bir şekilde uyulmakta ve kurumlardan veriler aktif kayıtçılık yöntemi ile toplanmaktadır.
 
Hal böyle iken bir gazetede yer alan bu çalışmada çıkan sonuçlara  hiç değinmeden   diğer komşu ve dünya ülkeleri ile yapılan karşılaştırmalardan hiç bahsetmeden, ülkemizde yıllık kanser insidansını yüz binde  549 olarak açıklaması  son derece  üzücü  bilimsellikten  uzak  ve  şanssız bir   açıklamadır.
 
2012-2016 yıllarını kapsayan Kanser İstatistiklerimizde insidans hızlarımız kadınlarda yüz binde 178.2 ve erkeklerde 177 olarak bulunmuştur. Tabipler Birliğinin verdiği rakamlar da bu hızla uyumludur. (Not ;Kanser kayıtçılığına başlarken daima beş yıl geriden başlanarak günümüze gelinmesi gerekir ki  güncel verilerin geçmişe göre ne durumda olduğunu bilelim.)
5 yıllık raporda  ‘’artık sayısal dağılımlarımızı biliyoruz ve endişelerin yersiz olduğu ortaya çıkmıştır cümlesi‘’  bu istatistikler göstermektedir ki dünyadaki diğer ülkelerden daha fazla bir kanser hızına sahip değiliz anlamı taşır. Ülkemizde kanser yok, her şey yolunda hiç birşey yapmaya gerek yok anlamı taşımaz. Tam tersi kanser kayıtçılığının hedefi kanserle ilgili yapılması gereken işlere, alınması gereken önlemlere bilimsel verilerle ışık tutmaktadır.
 
Güney Kıbrıs’la ilgili kanser verileri ise Dünya Sağlık Örgütüne bağlı IARC(Uluslararası kanser araştırmaları kuruluşunun) CANCER TODAY verilerinden takip edilebilir. Burada tüm ülkelerin kanserle ilgili verileri mevcuttur. İncelendiğinde Güneyde de bizden farklı bir durum olmadığı görülecektir.
 
Durum böyle iken Kanser kayıtçılığında çalışan, Kanser Hastalarının tedavisini üstlenen, istatistiki bilgilerin toplanmasında son derece özveri ile katkı koyan tüm  doktorların Hipokrat Yeminini unuttuğundan, gelmiş geçmiş  bakanların hiçbir  çalışma yapmadığından bahsedilmesi çok şanssız  ve gerçekleri yansıtmayan bir açıklamadır.
 
Kanser konusunda hastaların tedaviye ulaşması,  güncel tedavilerden faydalanması anlamında ülkemizde çok şey başarılmış, çok yol kat edilmiştir. Ancak tabii ki hala yapılacak şeyler vardır. Bu anlamda Kanserin önlenebilir nedenleri konusunda farkındalığı artırmak, taramaların  toplumun daha geniş bir kitleye   yaygınlaştırılması, İDEM  kadrolarının oluşturulması, hastaların  yaşam kalitelerinin artırılarak  yaşam sürelerinin uzamasının sağlanması, mortalite hızlarının hesaplanması  gibi pek çok konu bakanlığımızın  hedefleri  arasındadır.
 
Toplumun son derece hassas olduğu  bu konuda  yazı  yazarken, ciddi bir araştırma yapılması, doğru bilgilerin  halka sunulması, istatistiklerin içeriğinden bahsedilmesi, varsa yapıcı önerilerin  yapılması   basında çıkan yazıların  değerini belirleyen konulardır.
 
Sağlık Bakanlığı
Print
Posted: Şub 11, 2020,
Categories: Haberler,
Comments: 0,
Tags: